Dosya Haber

 Keşif / Yer Altı Kaynaklarımız – Doğal Varlıklarımız
Şifalı Çamur Kaplıcasına Büyük İlgi

Balıkesir Turizm Açısından Çok Önde Ancak Tanıtım Eksikliği Var


Şifalı Çamur Kaplıcası

 
       Kaplıca turizminin önemli ve alternatif bir modeli olan Şifalı Çamur Kaplıcalarına ilgi gün geçtikçe yükseliyor.
       Susurluk ilçesinin Ilıcaoba  köyünde 135 dönümlük bir araziyi, 49 yıllığına kiralayan bir işletmeci tarafından işletilen kaplıcaya, yeni modern tesisler kazandırılmış.
Türkiye nin her yerinden misafirleri olan Çamur Kaplıcası; tamamen açık havada, arazinin üzerine kurulu, bay ve bayanlara özel, etrafı avluyla çevrili çamur havuzları şeklinde hizmet sunuyor.
        Şifalı çamur kaplıcasının; romatizma, siyatik, kireçlenme, bel fıtığı, nevralji, lumbargo, nevrit, polinevat, cilt hastalıkları, sedef, kadın hastalıkları, kırık ve çıkık sonrası hareketsizlik, felç türündeki hastalıklara şifa olduğu söyleniyor.
      Sudaki bir karbonat maddenin kireçlenmeyi çözdüğü ve felçli hastalara çok iyi geldiği söyleniyor. Orada pansiyon işleten bir köylü kadın şahit olduğu bir anısını anlatıyor. Almanya’dan gelen ve felçli olduğu için hiç yürüyemeyen bir adamın, bir hafta sonra yürüyerek havuza girdiğini ve kaplıcadan iyileşerek ayrıldığını, yakınlarının da buna hayret ettiklerini ve çok sevindiklerini anlatıyor.
Etraftaki köylüler de benzer olaylardan bahsediyorlar. En azından hiç kimsenin çamur kaplıcasından zarar görmediğini ve üstelik her şekilde memnun kalarak ayrıldıklarını söyleyebiliriz.
       Kaplıcanın kenarında tarihi Ceneviz hamamı da bulunuyor. Bu hamamdan çıkan 44 derecelik su motorlarla çamur havuzuna aktarılıyor. Kaplıcanın çamurundaki maddelerin, sıcak su karışımıyla birlikte insanlara şifa olduğu söyleniyor. Etrafına havuzları da içerisinde bulunan tesisler yapılmış ancak düzenli olarak işletilememiş.
Kaplıcanın bulunduğu köy çok şanslı. Köyde pansiyonculuk ve marketçilik yaygınlaşmış. Ancak bu yıl ekonomik kriz dolayısıyla istedikleri sonucu alamamışlar.
Keşifin Yorumu – A Kadir Demircan
          Kaplıca çok güzel. Herkesi gidip görmeyi hatta yararlanmayı tavsiye ederim. Yatırımcı şirket çok iyi çalışıyor, ancak eksiklikleri de oldukça çok. Örneğin bizimle televizyoncu olduğumuzu, tanıtım yapacağımızı söylememize rağmen ilgilenemediler, yetkililere ulaşamadık. Ancak en azından gezip görmemize engel olmadılar. Böyle işletmeler halkın ortak malıdır, kimsenin özel tekelinde değildir. Tesis herkese açılmalı, her şey paylaşılmalı. Köy muhtarı sağolsun bize gerekli ilgiyi gösterdi. Bizde görüntü alabildik. Buranın video klibi çekilmeli, televizyon ve gazetelerde haber yapılmalı. Sonra denilmemeli. Sonra diye diye yıllar, asırlar geçiyor, ömür bitiyor ve insanlık kaybediyor. İyi, hayırlı ve güzel işler için hemen şimdi denilmeli. Girişimcileri her ne kadar bizimle ilgilenemeseler de tebrik ediyorum. Köy muhtarını özellikle kutluyorum.
Keşif / Çevre - Doğa - Sağlık - Spor
Manyas Kuş Cenneti Ziyaretçilerini Büyülüyor
Türkiye’nin Doğal Tek Kuş Konaklama Tesisleri

        Balıkesirin Bandırma ilçesi sınırında bulunan Kuş Cenneti, Marmara denizinin güneyinde, Bandırma ile Manyas arasında, Balıkesir yolunun15.nci kilometresinde, Manyas gölünün kenarında bulunuyor.
       Her yıl Bandırma belediyesince, Uluslar Arası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali olarak kutlanıyor.
      Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış, Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet sunuyor.
       En çok ziyaretçisi olan park unvanına sahip. Bu yeri 1938 yılında Prf Dr. Curt Kosving ve Eşi Leonore Kosving keşfetmişler ve park olmasını sağlamışlar.
         İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji bölümü 1952 yılında inceleme istasyonu kurmuş. 1959 yılında da Milli park yapılmış.
         Avrupa konseyi tarafından da A Sınıfı diploma ile ödüllendirilmiştir.
          Parkta 1975 yılına kadar 238 kuş türü tesbit edilmiş, daha sonra bu rakam 255 e çıkmıştır. 66 kuş türünün de düzenli olarak burada kuluçka topluluğuna katıldığı tespit edilmiş.
         Burası Marmara bölgesi ılıman iklim kuşağında ve kuşların kıtalar arası göç yolları üzerinde kalan uğrak yeri yani dinlenme tesisleri haline gelmiş.
        Kuşlar kıtadan kıtaya yolculuğa devam ederken, buraya misafir oluyorlar, dinleniyorlar, konaklıyorlar, karınlarını doyurup yeniden yollarına devam ediyorlar.
Kuşların buradaki konaklama süreleri 1 saat, 1 ay ve en fazlada 1 yıl olarak tespit edilmiş.
Yılda buraya gelen kuş sayınsın da 3 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Kuş Cenneti Milli parkında; bütün kuş türlerinin olduğu büyük bir müze var. Ayrıca kapalı devre kameralar ile kuşların bütün hareketleri canlı olarak izleniyor ve ziyaretçiler de bunu müzedeki dev ekranlardan görebiliyorlar.
    Gözetleme kulesinden dürbünlerle kuşların hareketlerini izleyebiliyorsunuz. Kuşların buradaki mevsimi de Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ayları oluyor.
Her yıl 67 ülkeden 80-90 bin civarında turist burayı ziyarete geliyormuş.
Keşifin Yorumu Editör  A Kadir Demircan
Bu parkı Keşif ekibi olarak gezip gördük, inceledik ve bilgiler aldık. Özellikle parkın görevlilerini tebrik ediyoruz. Bizimle çok yakından ilgilendiler, her taleplerimize severek, içtenlikle cevap verdiler. Memur zihniyetini bu parkta göremedik. Çalışanlarını ve idarecilerini kutluyoruz.
Kuş Cennetini herkesin ziyaret etmesini tavsiye ediyoruz. Oradaki tabiat alemini, kuşlar dünyasını, doğal hayatı ve Allah’ın yaratılış gerçeğini damarlarınıza kadar yaşıyorsunuz. Bir akıl sahibi kişi için, onları izleyip te inkârcı veya inançsız olmak için deli olmak lazım.
Farklı bir dünyaya giriyorsunuz, çıkmak istemiyorsunuz, doyamıyorsunuz izlemeye, hayran kalmaya. Hayret üstüne hayretler yaşıyorsunuz. Kuşların her birisi ve her bir hareketleri birer mucize niteliğinde.
İzle, anla, düşün, tefekkür et. Adeta dinleniyorsun, arınıyorsun, psiko terapiden çıkmış gibi oluyorsun.
Kuş Cenentinin internet sitesini yapmayı unutmuşlar herhalde. Yollarda tanıtım tabelaları yok denecek kadar az ve eskimiş vaziyette. Balıkesirin bütün bölgelerine “Kuş Cennetine Gidilir” tabelaları asılmalı. Kuş cennetinin yanına insanlar için de dinlenme ve piknik yerleri yapılmalı.
 
KeşifTefekkür İklimi
Son Yolculuğa Uğurlama Töreni
Basri Yılmaz Amcayı Topluca Uğurladık




      Ölüm. Hepimiz için mukadder olan bir yolculuk için hazırlık yapmalıyız. Son yolculuğumuza uğurlamak için bizim için de gelenler, mezarımızı kazanlar, mezara koyanlar ve üzerimizi toprakla örtenler ve mezarımız başında okuyanlar, ağlayanlar, göz yaşı dökenler  olacak. Tıpkı bizim Basri Yılmaz amcaya yaptığımız gibi.
       Gönen’in Çallıca köyünden Basri Yılmaz amca, uzun süredir ağır hastaydı ve artık doktorlar ile ailesi ümidini kesmiş, son vazifelerini yapmanın telaşı içindeydiler. Bir gün geldi, Basri amca hayata veda etti. Okunan sela ile dost ve yakınlarına duyurdular. Kısa gün içinde gelebilen geldi cenaze törenine. Mezarını kazdılar, yıkayıp yuğdular ve tabuta koydular. Camiden çıkan cemaat evinin önüne geldiler. Topluca dua ettiler. Sonra dört kişi, Basri amcayı, 78 yıl yaşamış olduğu evinin önünden, bir daha dönüşü olmamak üzere, ebedi yolculuğuna çıkmak üzere omuzlayıp götürdüler.
      Mezarlıkta namazı kılındı, sonra oğulları Niyazi ve Turan yılmaz, tabuttan alıp kucaklayıp, başı kıbleye gelecek şekilde kabire koydular. Mezar tahtalarını da döşedikten sonra, sevenleri toprak atmaya başladılar ve tamamen gömdüler. Mezarın üzerini ortadan çizdiler ve ibrikle su döktüler. Ardından sırayla Kuran’ı Kerim okudular, dua ve niyazda bulundular, sonra dağılıp gittiler. Basri amcanın, dayıoğlu Hasan Çiftçi, telkin işlemini gerçekleştirdikten sonra o da mezarlıktan ayrıldı. Artık Bari amca mezarlıkta, kabrinde yalnız başına kalmıştı. Ahiret hayatı başlamıştı. Akşamı ise sorgu melekleri görevlerini yapacaklardı. Buradan sonrasını artık, dünyadan bilen olmayacak. Orası Basri amcayla, görevli meleklerin ve yaratıcının bilgisinde.
             Ölümden kurtuluş yoktur, ölüm her an sizi yakalayabilir. Ölüme her an hazırlıklı bulunun.
            Ölüm son değildir, yeni bir başlangıçtır. Güzel takva sahipleri ve gerçek müminler ölümden korkmazlar. Onlar için ölüm her an gündemdedir. Dünyada ölümsüz hiçbir canlı yoktur. Kimse; kaç yaşında, kaç yıl sonra, hangi sene, kaç saat, kaç dakika ve kaç saniye sonra öleceğini bilemez, o her an gelip çatabilir. Ne zaman çıkılacağı belli olmayan bir yolculuk için her an teyakkuz halinde olmamız gerekmez mi.
            Ankebût 57:”Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz...”
            Nisâ 78:”Her nerede olursanız ölüm size erişir; velev ki, tahkim edilmiş yüksek kalelerde bulunun.”
            Cum’a 8: ”De ki; kendisinden o kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size kavuşacaktır. Sonra hem gizli, hem aşikarı bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, o size neler yaptığınızı haber verecektir.”
            Ahzâb 16:”Ey Muhammet! De ki: “Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız bilin ki, kaçmak size fayda vermeyecektir; kaçsanız bile az bir zamandan fazla yaşatılmazsınız.”
İnsan uyuyup uyandırıldığı gibi, ölüp yeniden diriltilecektir.
               En’âm 60:”O’dur ki, sizleri geceleyin uyutarak ölü gibi yapıyor, gündüz de yaptığınız işleri biliyor. Sonra takdir edilen ömür tamamlansın Muhammed 27: ”O halde, melekler onların (kafir ve münafıkların) yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken nasıl hareket edecekler”.
               Nâhl 32:”Takva sahipleri (müminler) o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat oldukları halde alırlar. Selam size. Yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennete...derler”.
diye, sizi gündüz uyandırıyor...”
Ölümden ve öldürülmekten, tehlikeden, eza ve cefadan kaçamazsınız.
            Ahzâb 16:”Ey Muhammed! de ki: kaçmak size fayda vermeyecektir. Kaçsanız bile az bir zamandan fazla yaşatılmazsınız.”
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
     Bu habere ve manzaraya ne yorum olabilir ki. Haberi de, yorumu da içinde. Anlayanlara sivrisinek saz, anlamayanlara davul zurna az. Hesaba çekilmeden önce kendimiz hesaba çekebiliyor muyuz? Bu dünyada misafir olduğumuzun ve bize ait hiçbir şeyin olmadığının farkında mıyız değilmiyiz.
Bulunduğumuz makam, mevki, şöhret bizi sarhoş etmiş, kendimizden geçirmiş, şımartmış ve ölümü unutturmuş mu yoksa her şeyin farkında, bilincinde miyiz.
Keşif / Aktüalite Sosyalita
Gönen İmam Hatip Mezunları 11. Defa Buluştu
Mezunlar Gününe 400 kişi katıldı

       Gönen İmam Hatip Lisesi 11. nci Mezunlar Günü kutlamasını 9 Temmuz Pazar günü İmam Hatip Lisesi bahçesinde 400 kişinin katılımıyla gerçekleştirdi.
        Mezunlar gününe; okulun eski müdürleri ve öğretmenleri ile okuldan mezun olanlar, okulda okumuş olanlar, kendini fahri İmam Hatipli görenler ile mezunların yakınları katıldı.
       Kuran-ı Kerim açılışı ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan toplantı da okulun ilk mezunu ve aynı zamanda müdürü de olan Metin Erbay açılış konuşması yaptı.
      Mezunlar günü programında katılımcılara ikramlarda bulunuldu. Mezunlar doyasıya sohbet ederek eski günlerini yad ettiler.
      Gönen İmam Hatip Lisesi 1977 yılında 55 öğrenci ile açılmış, 1985 yılında da Anadolu İmam Hatip statüsüne kavuşturulmuş.
16 Ağustos 1997 yılında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz zamanında darbeci 28 Şubatçıların baskılarıyla, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçirilerek orta kısımları kapatılmış ve katsayı engeliyle başka üniversiteleri kazanmaların önü kesilmişti.
       İmam Hatip Okulları ilk defa1924 yılında açılmış, 1930 da yeniden kapatılmıştı.1951 yılında 7 ilde orta kısmı 3, lise kısmı 4 yıl olan 7 yıllık İmam Hatip okulu açılmış ve 1958 yılına ilk mezunlarını vermişti. İlk mezunları çok iyi yetişen İmam hatipleri halk çok beğenmiş ve daha sonra 1973 yılında bu okulların sayıları 150 ye çıkarılmıştı.
İmam Hatip Okulları üzerinde birçok entrikalar ve baskılar denenmiş ve hiç birinde başarılı olunamamış, halk bu baskılar karşısında bu okulları daha çok sahiplenmiştir.
     Hala İHL mezunları askeri okullara anlaşılamayan sebeplerden dolayı alınmamaktadır.
     Yüksek Öğretim Kurumunca 21. Temmuz 2009 dalınan bir karar ile Üniversitelerdeki kat sayı engelini de kaldırarak tekrar bu okulların önü açılmıştır.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
      İmam Hatipli Olmak ayrıcalıklıdır. İmam Hatip mezunları veya İmam Hatip Lisesinde bir dönem dahi okumuş olan bir kişi, hayatın her döneminde farklılığını gösterebilmektedir. Yakalanan teröristler, PKK lılar, adam öldürenler, soyguncular, vurguncular, içkiciler içerisinde İmam Hatip Menşeli birisine rastlamanız neredeyse mümkün değildir. Tabiî ki istisnalar olacaktır, bir sepet yumurtadan bir tane çürük çıkacaktır. Ancak aslolan gerçek, istisnalar kaideyi bozmaz gerçeğidir.
      Ancak şu da bir gerçektir ki, son dönemlerde İmam Hatip Liseleri de yozlaşmayla yüz yüze kalmıştır. Bu yozlaşmanın önüne geçilmeli, İmam Hatipler yakın tarihteki gerçek misyonuna yeniden ve hızla büründürülmelidir. Bunu, 1984 yılında İmam Hatipten Mezun olmuş ve 1995 de İmam Hatip Rehberi isimli kitabı Türkiye’de ilk ve tek olarak yazmış ve yayınlamış birsi olarak, samimi duygularımla söylüyorum. 1984 deki İmam Hatiplilik çizgisi ve misyonunu şu an görememekteyim.
KeşifTefekkür İklimi
Gönen İlahi Gurubu Hayırlı Olsun
Müezzin ve İmam Hatiplerden Oluşan İlahi Gurubu Gönülleri Coşturdu

Gönen’de görevli İmam hatip ve Müezzinlerden oluşan 5 kişilik bir ilahi gurubu kuruldu. İlahi gurubunun adı “Gönen İlahi Gurubu” olarak belirlendi.
Gönen Belediyesi Türk Halk ve Türk Sanat Müziği korosunun şefi Faruk Arısoy ve ekibinin de dahil olduğu Gönen İlahi Gurubu, ilk konserini Yıldız otelde yapılan bir cemiyet te verdi.
       Birbirinden güzel parçaları profesyonelce seslendiren ilahi gurubu dinleyenleri adeta kendinden geçirdi.
Bilindiği üzere İlahi; Anadolu ve İslam coğrafyasında bir gelenek ve görenek olarak bürük önem arz etmektedir.
     Dünyada birçok sanatçı İslamla şereflendikten sonra ilahi tarzı müzikler yapmaktadır. Bunun en bariz örneği ise eski adı Cat Stevans olan islamı seçtikten sonra Yusuf İslam adını alan sanatçıdır.
Yine Türkiye’de Ömer Karaoğlu, Aykut Kuşkaya, Mesut Şimşek, Hüseyin Goncagül, Abdurahman Önül, Eşref Ziya, M Emin Ay, Erkan Mutlu başta olmak üzere yüzlerce İslami müzik sanatçısı, kasetleri ve televizyon klipleri bulunmaktadır.
        Bunların başında da Beraat TV, TVT kanalları gelmektedir.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
       Gönen İlahi Gurubu çok iyi bir fikir. Ancak birinci derecede ticari amaca yönelik olarak faaliyette bulunurlarsa kısa sürede kaybederler. Amaç dine, ilme ve insanlığa hizmet olmalı. Gönüllülük esas alınmalı. Her programdan ticari menfaat umulursa kısa ömürlü olur. Ancak, her yere de çağrılıp, olabilecek masrafları karşılanmaz ise bu da olmaz. Hepimiz Gönen ilahi gurubuna sahip çıkmalıyız, yaşatmak, güçlendirmek ve daha da geliştirmek için çalışmalıyız. Zenginlerimiz bu guruba sponsor olabilir. Ama Gönenli zenginlerimizin bu tür oluşumlara duyarsız ve ilgisiz kaldıkları da bir gerçek.
Keşif / Tarım Vitrini
Yörük Pazarında Organik Tarım Ürünleri İlgi Görüyor
 Geleneksel Yörük Pazarı Kapalı Pazar Yerinde

     Gönen Kapalı Pazaryeri kenarında bulunan eski Yörük Pazarı üretici kadınları, bahçelerinde ürettikleri gübresiz sebze ve meyvelerle pazarda tercih sebebi oluyorlar.
      Yıllarca Gönen çarşı merkezinde, Yörük pazarı olarak adlandırılan yerde Salı günleri pazara çıkan ve pazaryerinin yeni yerine taşınmasıyla birlikte buraya taşınan Yörük kadınları, ürettikleri ve pazara getirdikleri türlü sebze ve meyveleri müşterilerine satıyorlar.
    Yörük pazarında satışa sunulan ürünlerin başlıcalar: yumurta, tavuk, sarımsak, soğan, marul, maydanoz, çilek, domates, biber, kabak, lahana, pırasa, erik, kiraz, üzüm, ahlat, kuşburnu, ada çayı oluşturuyor.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Organik Tarımı Gönen’de köylü yörük kadınları başlatmış. Bahçelerinde yetiştirdikleri türlü sebze ve meyveleri toplayıp pazarda satıyorlar. Çok ta müşterileri var. Diğer sergiler bu kadınları kıskanıyorlarmış ve her fırsatta onları oradan uzaklaştırmak için çaba harcıyorlarmış. Yani her zaman baskı altında tutuluyorlar. Pazarın kenarında yerlerde, beton üzerinde sergiliyorlar ürünlerini.
Ellerinden tutan, sahip çıkan, destek veren yok. Bu kadınlara sahip çıkılırsa, organik tarımı amatör bazda daha iyi yapabilirler. Ziraat odası böyle bir teşebbüs ve proje olursa seve seve destek veririz diyor.
Avrupa organik tarıma yıllar oldu geçeli. Artık kimyasal gübrelerle üretilen hormonlu sebze ve meyveleri bilinçli Avrupalı tüketmiyor. Biraz daha fazla para ödüyor, doğalını, katkısızını, lezzetlisini alıyor. Oysa bizdeki yörük kadınları, pazardaki satıcılardan daha hesaplı veriyor organik ürünü.
Gönen’de organik ürün üreticiliğine geçilesi şart. Kaymakamlık, Belediye, İlçe Tarım, Ziraat odası, üreticiler bir araya gelip bu işi konuşmalı.
 Belediyenin her türlü imkânları var, yerleri, araçları, personeli var. Bir şirket kurar bu organik tarım işine öncülük yapabilir. Hem belediyeye gelir sağlanmış olur. Bizden teklif. Tabiî ki bu yazıyı okuyanları, okuduğunu başkana iletenleri ve bizi kaale alanları olursa.
Keşif / Hobi - Macera
Özkan Yeşiloğlu Arama Kurtarma Ekibine Köpek Eğitiyor
Çok Faydalı Bir Hobi

Kısa adı Göndak olan Gönen Doğal Afetler Arama Kurtarma Derneğine, arama kurtarma köpeği eğitiliyor.
Ekipte görevli Özkan Yeşiloğlu kendisine air köpeği haftanın belirli günlerinde Korudeğirmen köyü çamlığında eğitime tabi tutuyor.
Özkan Yeşiloğlu yaptığı açıklamada; köpek herhangi bir deprem anında yıkıntıların altında kalan ölü ya da yaralı insan başta olmak üzere her türlü canlıyı koku alma duyusuyla arayıp bulacak şekilde yetişiyor. Düzenli olarak eğitime tabi tutuyoruz. Herhangi bir afet anında hemen göreve hazırız. “ dedi.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Güzel bir hobi ve iş. İnsanlığa faydalı olmak için ne gerekiyorsa onu hizmet veya hobi amacıyla yapmak gerekli. Yeşiloğlu da onu yapıyor. Göndak ekibi zaten aktif insanlardan oluşuyor. Bu aktivite ve hobilerini iyi ve insanlığa faydalı alanlarda kullanmaları çok çok isabetli. Kimi insanlarında hobileri okey oynamaktır. Hiç kimseye faydası olmaz, zamanlarını öldürerek hem kendilerine hem de topluma dolaylı olarak zarar vermiş olurlar.
Göndak için bir tane köpek yetersin, başka gönüllülerin de çıkması lazım.
 
Keşif / Kültür - Sanat
Dergi Yayıncılığı Can Çekişiyor

     En etkili ve kalıcı süreli yayın olan dergi yayıncılığı bitmek üzere.
Dergi yayıncılığının yerini internet siteleri almış durumda. Hem görüntülü hem detay haber hem de ileriye dönük iyi bir arşiv ve belge malzemesi olan dergi yayıncılığı tükenmek üzere.
      Okuma oranın düşük olduğu ülkemizde, kitap yayınlarındaki düşüşle birlikte dergi yayıncılığı ve okuması da düşmüş vaziyette.
      Beleyenin, basın yayın, sivil toplum kuruluşları ve devletin dergi ve kitap yayıncılığı için özendirici çalışmalar yapması gerekli. Yoksa kısa süre sonra dergi yayıncılığı ve arşivciliği de tarih olacak.
    Susurluk belediyesine tek sayı dergi çıkaran Uyar Ajansın sahipleri Abdullah Uyar ve İsmail Berber, yaptıkları titiz bir çalışmayla Susurluk ilçesine kalıcı ve uzun vadeli, tarihe ışık tutacak bir şekilde dergi hazırladılar.
Keşif / Tarım Vitrini - Üretici Dünyası
Keçi Üreticiliği Bitme Noktasında
Keçi Üretecilerinin Sorunlarıyla İlgilenilmiyor



Küçükbaş hayvan üreticileri dertli. Kendilerine destek olunmadığını, mera problemlerinin bulunduğunu  belirten üreticiler süt ve et fiyatlarının da emeklerini karşılamadığını belirtiyorlar.
 Keşif / El Sanatları Oya Çeyiz
Gönen Oya Pazarı Dünyada Tek

Oya Pazarı Yerli ve Yabancı Ziyaretçi Akınına Uğruyor
       Gönen oya pazarı Türkiye ve dünya genelinde tek olması sebebiyle ilgi topluyor. Her sabah saat 07 de açılan ve ilerleyen saatlerde belediye haporlerinden yapılan toplu duadan sonra devam eden oya pazarını yurt içi ve dışından binlerce kişi ziyaret ediyor.
        Salı günleri Gönen Kapalı Pazar yerinde gerçekleşen oya pazarının bir gün içerisinde 5.000 ‘e yakın ziyaretçisi oluyor. Yaklaşık 70 civarında sergisi de bulunan oya pazarına yut içinden toptancılar mal almak için geliyorlar.
         Evlerinde yaptıkları oyaları burada doğrudan pazarlamak için gelen hanımlar, oyalarını satarak Pazar alışverişlerini yapıyorlar ve aile bütçelerine katkı sağlıyorlar.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Oya pazarını gezip görmenizi tavsiye ederiz.
Hanımlardan memnun olanlar olduğu gibi memnun olmayanlarda var. Memnun olmayanlar oya pazarının garaja ve kaplıcalara yakın bir yerde olmasını istiyorlar. Orada olurlarsa Gönen’e gelip gidenler oya pazarına daha kolay uğrarlar ve oya satışlarında artış olur. Dükkân sahipleri de aynı şeyi istiyorlar. Bizce de oya pazarı merkezde bir yerde olmalı. Ama bu soruna çözüm bulacak olan kurum Oyacılar Derneği ve Belediye. Oyacılar derneği yönetiminde böyle bir aktivite ve girişim yok. Sadece konuşuyorlar, icraat, eylem yok. Oyacılar nedense bir türlü birlik olamıyorlar, birlikte hareket edemiyorlar. Dernek kurdular sözde ama, dernek te kağıt üzerinde. Belediye yönetimi ise her şeyi kendileri daha iyi biliyor havasında. Her şeyi biliyor, bir planları var havasında görünüyor ama hiç kimseye danışmadıkları, hiç bir şeyi paylaşmadıkları da bir gerçek. Tamamen iletişim ve koordinasyon kopukluğu var. Suç hem oyacılarda, hem dernek yönetimi ve hem de belediyede. Yani kimse üzerine düşen vazifeyi tam olarak yapmıyor. Bizim gözlemimiz bu.
 Rüzgâr Enerjisi Gönene de Kurulmalı
 Bandırma ve Manyastan Sonra Gönen’de Rüzgâr Enerjisi İçin Yatırımcı Bekliyor
Bandırma Rüzgâr enerjisi tesislerini yerinde ziyaret eden Keşif ekibi, bu enerji yatırımının Gönen’e de kurulabileceği, Paşaçiftlik, Taştepe, Buğdaylı, Çalıoba, Bostancı, Havutça köylerinin bulunduğu, denizden rüzgâr alan yüksek sırtların olduğu tepelerin üzerine de kurulabileceği sonucuna vardı.
Gönen Kaymakamı Bekir Dınkırcı ile Belediye Başkanı Hüseyin Yakar’ın da Almanya’da bu konuda ziyaretleri olmuştu.
Bandırmada kurulu, havayı kirletmeyen, çevre dostu rüzgâr enerjisi santrali, elde ettiği enerji ile 80.000 kişinin yaşadığı bir şehrin elektrik ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Manyas’a da kurulan sistemin Gönen’e de kurulması gerektiği ve bunun için yatırımcıların beklendiği belirtiliyor.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Rüzgâr enerjisi santrali için Gönenli girişimciler bekleniyormuş diye duyum aldık. Çok beklenir, çünkü Gönen’de insanların birbirlerinin kuyusunu kazmaktan başka bir becerilerinin olduğunu sanmıyoruz. Keşke tersi olsa da biz mahcup olsak. Kim gelebilmiş ki Gönen’de bir araya. Herkes kişisel çıkarlar peşinde. Küçük olsun benim olsun anlayışında. Herkes çokbilmişlik taslıyor. İlçede bazı kişiler her şeyi ben biliyorum edasında ve havasındalar. Bu ilçeye iyilik yapılacaksa ben yaparım, kötülük yapılacaksa da onu da ben yaparım diyenler var adeta. İlçeyi idare edenler her şeyi kendileri biliyor edasında oldukları sürece, karşıdakine hiçbir söz hakkı tanımadıkları, saymadıkları ve değer vermedikleri müddetçe bu ilçede hiçbir şey olmaz ve hiç bir şey değişmez. İnşallah yanılırız. Bu konuda yanılırsak, mutlu oluruz.
Gönen Kent Konseyi Yapıldı

     Gönen Kent Konseyi seçimli genel kurul toplantısı 21 Temmuz Salı günü, Esnaf Kefalet Kooperatifi salonunda yapıldı.
    Yaklaşık 1.500 kişinin katıldığı Kent Konseyinde adeta demokrasi ve katılım şöleni yaşandı.
    Son üç yıldır Gönende yaptığı başarılı çalışmalarıyla göz dolduran ve ilçenin her türlü sorunuyla ilgilenerek belediye ile uyumlu, koordineli ve başarılı bir çalışma yürüten kent yönetimi bayrağı yeni ekibe devretti.
      Büyük bir heyecanın hakim olduğu genel kurulda kent konseyi yönetimine ve komisyon üyeliklerine seçilebilmek için adaylar arasında adeta büyük bir yarış görüldü.
Konsey başkanlığı için yapılan oylamada Mehmet Gündöndü başkan seçildi.
      Daha sonra komisyon yönetimlerinin seçimlerine geçildi. Komisyon yönetimlerine aday olmak isteyenlerin müracaatları kabul edilerek, her komisyon yönetimi için ayrı ayrı oylama yapıldı. Yapılan oylama sonucunda en fazla oyu alan adaylar komisyon yönetimini oluşturdu.
         Gönen belediye başkanı Hüseyin Yakar, genel kurul toplantısının dilek ve temenniler bölümünde söz alarak, komisyonun yeni yönetimini tebrik edip kutlayarak yeni seçilen üyelere başarılar diledi.
       Kent konseyi genel kurlunu izlemek üzere toplantıya katılan vatandaşlar yaptıkları ortak değerlendirmede; ilk defa Gönen’de bu şekilde tamamen demokratik bir sivil toplum ve halkın katılımı olayını gördük ve yaşadık. Demokrasi ve sivil toplum adına ümit verici bir gelişme. Halkın ve sivil toplum kuruluşlarının, böyle bir halk meclisine katılmaları ve şehrin sorunlarına sahip çıkmaları iyi bir gelişme. Demokratik ve tarafsız bir seçimin ve katlımın yapılmış olduğunu görmek, demokrasimizin yerleşmesi açısından da iyi bir gelişme” dediler.
      Kent Konseyinde, son beş yıldır Gönen’in bütün yönleriyle, Türkiye ve Dünya üzerinde büyük bir tanımını yapan, bölgesel ve ulusal televizyon kanallarında, internet televizyonları, video kanalları ve internet sitelerinde Gönen ile ilgili 2000’ in üzerinde tanıtım filmi yayınlayarak Türkiye ve Dünya rekoru kıran GönTAM’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu başkanı A Kadir Demircan’a, Kent Konseyi tarafından “Turizm ve Tanıtım” komisyonunun başkanlığı teklif edildi. Ancak Demircan, bu öneriyi, Turizm ve Tanıtım görevini bizden daha iyi yapanlar var, bu sorumluluğu ağır bir görev, ben kendimi bu göreve layık görmüyorum diyerek komisyona teşekkür etti ve bu teklifi kabul etmedi.
 
Keşif / Bilim - Teknoloji - Kalkınma                                                   
At Çiftliğinde Binicilik Eğitimleri

Yarış Atları Harasında Amatörlere Binicilik Eğitimi
           Gönen’in turizm merkezi durumundaki Dilmaç At Çiftliği, amatörlere yönelik olarak verdiği binicilik derslerinde bölgede bir ilke imza attı.
         Yarış atlarının eğitim ve bakımlarının yapıldığı Dilmaç Çiftliği, yaz kış ziyaretçilerini de ağırlayarak, ilçenin turizm potansiyeline büyük katkılar sağlıyor.
Gönen’in Balya yolu üzerinde 2. kilometresinde bulunan çiftlikte yarış atlar ve midilli atlarının eğitimleri yapılıyor. Geniş bir alana yayılı çiftlikte, ayrıca at yarışları pisti de bulunuyor.
       Çiftlikte; Midilli atları, Poni, Afringel atı, safkan Arap atı, safkan İngiliz atı bulunuyor.
Binicilik Federasyonuna bağlı olan çiftlik düz koşular ve yüksek atlamalar için at yetiştiriciliği ve eğitimi yapıyor.
Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
    Dilmaç çiftliğinin sahibi Fahri Dilmaç, aynı zamanda hayırsever bir iş adamı olarak da biliniyor. Memleketini seven ve memleketine yatırım yapan böyle insanların sayılarının artmasını temenni ediyoruz. At çiftliğindeki Engelli Atlama  binicilik hocası Cüneyt Yanık çok başarılı ve halkla ilişkileri iyi olan bir arkadaşımız.
 
Keşif / Tarih - Kültür - Sanat
Güvercinli Köprü, Yerel Turizme Aday

Geçmişini bilmeyen milletler yok olmaya yüz tutmuşlardır. K.Atatürk
Tarihini bilmeyen diplomat, pusuladan anlamayan kaptana benzer. Her ikisinde de karaya oturmak tehlikesi vardır. Cevdet Paşa
Gönen- Biga yolu üzerinde ve Ulukır köyü sınırlarındaki Güvercinli köprünün tarihi oldukça karışık. Hacettepe Üniversitesinin tez konusu olarak gündeme aldığı bu köprünüz sırrı bir türlü çözülemiyor.
     Efsanevi Gönen Çayı üzerine kurulan köprü, Büyük İskender tarafından M.Ö 334 yıllarında yaptırılmış.
      Büyük İskender; adı doğu efsanelerinde yaşayan, o tarihteki dünyanın yarısını 13 yılda fethetmiş, pers imparatorluğunun güçlü ordularını yenmiş, M.Ö 323-336 yıllarında Makedonya kralı olan ve tarihteki en büyük komutanlardan biri.
Kral İskender; batı Anadolulun fethini tamamladıktan sonra, doğu seferine çıkmak, Suriye ve Fenike’ye ilerleyerek Persler donanmasını yıkmak üzere büyük hazırlıklara başladı.
Bu hazırlıklardan en önemlisi, o tarihte var olan ve oldukça yüksek bir akıntıya sahip bulunan, Kaz dağlarına dayanan, Gönen Çayının üzerinden askerlerinin güvenli geçiş yapmaları için bu köprünün yapılması şart olmuştu. Büyük İskender kafasına koyuyor ve bu köprüyü çok zor şartlarda yaptırıyor.
O dönemde bu köprüden 6-7 bin civarında asker geçiş yapıyor. Biga Çayı yakınlarında yapılan Granikos Savaşında askerler bu köprüyü kullanıyor. Daha sonra İskenderin orduları, bu köprüyü kullanarak Yunanistan’a seferler düzenliyor ve Yunanistan’ı kendilerine boyun eğdiriyor. 
Tarih belgelerinden elde edilen rivayetlere göre; bu köprü Roma döneminde yapılmış, Karasi Beyliği döneminde yenilenmiş, Osmanlılar döneminde de etkin bir şekilde kullanılmış, Cumhuriyet döneminde ise yıkılıp yerle bir olmasına göz yumulmuş.
Köprü; moloz taştan yapılmış, üzerine granit tozundan sıva yapılmış ve yer yer horasan kullanılmıştır. Üç kemer ve dört yuvarlak gözden oluşan köprüde kesme taş ve kerpiç kullanılmış.
Köprü bakımsız, harap vaziyette kendi kaderine terkedilmiş durumdadır.
   Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Gönen’de tarihi mirasımıza sahip çıkacak bir anlayış maalesef görünmüyor. Şehir içindeki o güzelim, tarihi Osmanlı evleri de birer birer yok olup gidiyorlar. Mirasçıları, bu evler kendiliğinden yıkılsın da mütahid’e verelimde köşeyi dönelim kurnazlığını takip ediyorlar. Bazı mütahitlerin de bu kişilere akıl verdiklerini duyuyoruz. İlçemize, tarihimize, manevi değerlerimize çok yazık oluyor. Tarih komisyonuna buradan çağrımızdır. Gönen ve civarındaki bütün tarihi eserlerin bizde görüntüleri var.  Onları verelim, ne yapılacaksa, bizde yapmaya çalışalım, yardımcı olalım.
Gönen Kent Konseyinde, Tarih Komisyonu var. Bakalım neler yapacak hep birlikte göreceğiz.
       Gönen Belediyesinin öncülüğünde, tehlikeli diye yıktırılması sağlanan tarihi Seher Han’ın yerine sözde yenisi yapılacaktı. Şimdi orası oto garajı olarak kullanılıyor. Belediyemiz nasıl yıktırılması için aracı olmuş ise, yenisinin yapılması içinde aracılık etmeli, yarım kalan işin tamamlanmasını sağlamalıdır.
       Güvercinli Köprüde aynı şekilde muhafaza edilmeli, bakım ve onarımı yapılmalı, kültürel mirasımıza kazandırılmalı, ziyaretçilere sunulmalıdır.
                        
Koçbayır Köyünde Altyapı Çalışmaları

    Koçbayır Köyünün Alt yapısı baştan sona yenileniyor. Köy Muhtarı Hasan Aydın; köy halkını da arkasına alarak başlattığı çalışmalarda, köyün kanalizasyon hatlarını yeniliyor.
Aynı zamanda köy içi yolarlın tamamını da parke taşıyla kaplatıyor.
Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayında şenlik ve konser düzenleyen, derneği ve internet sitesi olan köyün nüfuzu 150 kişi. Yaz aylarında bu rakamın 300 ü bulduğu ve köyde prefabrik ev sayılarının da  gün geçtikçe arttığı söyleniyor.
Dernek ile uyumlu çalıştıklarını söyleyen köy muhtarı, ayrıca dışarıda yaşayan köylülerimiz köyün her türlü eksiğinin giderilmesinde muhtarlığa maddi olarak katkı sağlıyor. Köyümüzün muhtarlık binası eksik, birde gölet projemiz var onu da halletmek istiyoruz dedi.
   Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
Köy muhtarı Hasan Aydını tebrik ederiz. Genç, dinamik, başarılı ve çalışkan. Kişilerle iletişimi çok iyi. İstiyor, ısrar ediyor ve alıyor. Pısırık ve devamlı halinden şikâyetçi olan bir köy muhtarı değil. Bulunduğu makamı boşuna işgal etmiyor. Diğer muhtarlarımızın da örnek almalarını tavsiye ederiz. Kendisine başarılar ve kolaylıklar dileriz.
Denizkent Sahili Bodrum Olmaya Aday


          Denizkent sahil turizmi denince akla Denizkent gelmeli.
         Marmara denizinde, Gönen’e 30 KM uzaklıkta,  Çanakkale yolu üzerinde, oksijen deposu ormanlar ile denizin kesiştiği bir bölge.
         İlk yazlıkların yapımına 1966 yılında başlamış ve hale devam ediyor. Denizkent Türkiye’de kaz dağlarından sonra havasının en temiz olduğu bir bölge olarak biliniyor. Bir doktor, astım hastanesi yapmak istemiş ancak resmi makamların engel çıkarmasıyla vazgeçmiş.
      Ülke genelinden yüzlerce kişi doktor tavsiyesiyle buraya geliyor ve tamamen yerleşiyor. Yaz kış burada kalanlar var.
      Havası, suyu temiz, sessiz, sakin, dağların eteğinde bir yer. Etrafında tepeler,  tarım arazileri, meyve ve sebze bahçeleri, ormanlar ve köyler var.
     Altyapısı tamamlanmış. Ancak belediyenin yapması gereken çok iş var daha. Burası ne köy, ne kasaba, ne belde, ne de mahalle. Gönen’in Altay mahallesine bağlı olarak hizmet alıyor. Ancak yaz döneminde nüfusu 6-7 bin’i buluyor. Kışın da bin’in üzerinde burada yaşayan nüfus var. Yeni bir statüye ve hizmete kavuşturulması lazım. Bütün alt ve üst yapı çalışmaları tamamlandıktan sonra belediye teşkilatına kavuşturulmalı. Çünkü jandarması, Camisi her şeyi var.
        Tıpkı Altınoluk gibi bir tatil beldesi. Oranın belediye teşkilatı var, yerinde hizmet alıyor. Burası da aynı statüye kavuşturulmalı.
       Gerekli çalışmaların bitirilerek buranın çok geniş kapsamlı bir tanıtım ve reklâmının yapılması gerekli.  Ülke insanının yaz tatillerini burada geçirmesi sağlanmalı.   
       Buranın internet sitesi ve tanıtım broşürleri eksik.       Derneği var çok aktif gözükmüyor. Belediye ile sivil toplum kuruluşları derhal buranın üzerinde yoğunlaşmalı ve bu bölgenin turizm potansiyeli arttırılmalı.
             Denizkent, Marmaris ve Bodrumdan aslında çok daha iyi bir düzeyde. 1960 yıllarda burası Türkiye çapında zengin ve sosyetelerin tatil yaptıkları çok önemli bir tatil bölgesiymiş. Marmaris ve Bodrum buradan sonra icat olmuş.
          Bütün yönleri ve özellikleriyle iyi bir kıyaslama yapılırsa burasının, Marmaris ve Bodrumu üçe, dörde katlayacağı kesindir.
      Edinilen bilgilere göre; buraya iskele yapılacak, imar ve şebeke suyu problemleri çözülüyor, balıkçı barınağı ve mendirek yapılacak, Avşa ve Marmara adalarına ulaşım sağlanacak.
   Keşifin Yorumu Editör A Kadir Demircan
      Denizkent gerçekten bakir bir bölge. Hep ihmal edilmiş. Site yönetimiyle çalışan özel bir yerleşim ve yönetim birimi var. Buradaki evler, villalar, sokak ve caddeler çok çok daha güzel. Tabiî ki her yeri aynı değil. Biz isteriz ki her tarafı güzel ve eksiksiz olsun. Dışarıdan gelen günlükçülerin konaklayacakları bir pansiyon, oda ve ev gibi hizmet birimleri yok. Gönen Belediyesinin alt yapı çalışmaları ağır işliyor. Halk ta her şeyi belediyeden bekliyor, yanlışın biride bu.
     Denzikent’e insanları çağırmadan önce eksikliklerin giderilmesi şart. Burası turizme kazandırılırsa Gönen çok kazançlı çıkacak. En az iki bin kişi buradan ekmek yiyebilir.
      Çimento fabrikası yapmayı bırakalım da, Denizkent’e turizm fabrikası yapalım. Bacasız fabrika ne güzel olur.
      Yıllardır Denizkent hep ihmal edilmiş. Belde teşkilatına kavuşturulup, belediye kurulursa çok iyi hizmet alacağı şüphesiz görünüyor.



  
Havutça Köyü Gönen
Buğday Hasadı Yapıldı. Üretici zararda olduğunu söyledi
Çiftçi Yaptığı Masrafı Çıkaramıyor
Keşif/Üretim
         Buğday üreticisi Levent Filiz arazilerinde Nohut ve maydanoz üreticiliği de yaptığını söyleyerek adeta girdi fiyatlarına isyan ediyor.

          Balıkesir ili Gönen ilçesinin Havutça köyünde tarlasında, işçileriyle birlikte çalışırken ziyaret ettiğimiz üretici Levent Filiz keşif ekibine özel demeç verdi.
        Levent Filiz Yaptığı açıklamada; “ Altmış dönüm buğday ektim, aynı zamanda maydanoz ve nohut üretimi de yapıyorum. Bütün iş makinelerim mevcut olup yanımda 12 tane de işçi çalıştırıyorum. Mazot çok pahalı, ip ve tel de pahalı. Gübrenin çuvalı 70 tl. Buğday hasadı yaptık, kilosu 350- 400 kuruştan yani bir bardak çay fiyatına  gidiyor. Elde ettiğimiz ürünle masraflarımızı çıkaramıyoruz. Üreticinin hali gün geçtikçe zorlaşıyor ve içinden çıkılmaz hale geliyor. Bir şeyler yapılmalı” dedi.
Keşifin Yorumu:      Levent Filiz’i tarlasında ziyaret eden bizden başka hiç bir basın- yayın, sivil toplum kuruluşu, devlet kuruluşu olmamış. Çünkü onlar Pazar günü tatildeler. Ama Levent Filiz, 12 işçisiyle Pazar günü de çalışıyor. Yani çiftçinin pazarı ve tatili yok. Garantisi de yok. Sorunlarına laftan başka çözüm getirende yok.
         Ancak bir de gerçek olarak şu var.  Genelde çiftçiler de sorunu hep başkalarında ararlar, devleti, hükümeti suçlarlar. Kendilerine bakmazlar, üzerlerine toz kondurmazlar. Bütün işlerini karanbole yani hesapsız yaparlar. Kayıt tutmazlar, çok araştırıp sormazlar, alternatif araştırmalar yapmazlar. Birbirlerini destekleme yerine kıskanırlar. Ferdi hareket ederler. Bir araya gelerek, şirketleşme, büyük işler yapma çabasına girmezler. Küçük olsun benim olsun hesabındadırlar. Yeniliklere ve bilgiye kapalıdırlar. Her şeyi kendilerinin daha iyi bildiğini iddia ederler. Geri kalma, ilerleyememe işte bu yüzdendir. Çokbilmişlik, kısa yoldan köşe dönme hayali bu onları aynı noktada tutmaktadır. Tabiî ki, hepsi böyle değildir. Levent kardeşmiz de   böyle olmayanlardan. Örnek ve önder üreticilerimizin de sayıları gün geçtikçe artmaktadır. Biz de keşif ekibi olarak, örnek ve önder üreticilerimizi destekliyoruz, kutluyoruz ve hep yanlarındayız. Bizi günün yirmi dört saati arayabilirler. Kameralarımız ve programlarımız onlara açık. Tarlalarına kadar Pazar günleri dahi geliriz. Hiç şüpheleri olmasın. Keşif üretici dostu bir televizyon programıdır.
   
Büyük Bir Çevre Felaketi Adım Adım Yaklaşıyor
Gönen Çayı Çevre ve İnsan Sağlığını Tehdit Etmeye Devam Ediyor
Keşif / Çevre - Doğa - Sağlık - Spor 

Denizkent'e Uzanan Gönen Çayı - Çeltik Üreticisi İle

Gönen Kaplıcaalr Altı Gönen Çayı Görünümü

      Deri Fabrikalarından Gelen Atık Sular
       Kazdağılarının eteğinden çıkarak Gönen barajına hayat veren ve buradan da Gönen kenarından geçerek Marmara denizine dökülen efsane Gönen çayında tehlike çanları çalmaya başladı.
       Keşif ekibi bu tehlikeye dikkat çekmek, mağdurların ve halkımızın duygularına tercüman olmak, ilgili ve yetkililerin dikkatlerini bu yöne çekmek üzere yerinde araştırmalar, söyleşiler yaptı, film ve fotoğraflar çekti.
Kaynağını Gönen Barajından alan tarihi Gönen çayının Denzikent’e ve Marmara denizine uzunluğu yaklaşık 60 kilometre.
        Gönen Çayı; Kumköy, Ekşidere, Balcı köylerinin kenarından Gönen’e ulaşıyor ve Gönen’den sonra Tuzakçı, Bostancı, Ayvalıdere, Gebeçınar, Bandırmanın Musakça köylerinden sonra da Denizkent sahilinden Marmara denizine akarak dünya okyanusları içinde kayboluyor.
        Sorun şu: Gönen çayı Gönen’e girişine kadar çok normal ve temiz. Hiçbir sorun yok. Ancak Gönen’den çıktıktan sonra çayın rengi, karışımı, yapısı hey şeyi değişiyor.
      Sayıları 20 ile 65 arasında değişen deri sanayinin bütün kimyasallı ilaçları ile kirli atık suları doğrudan çaya akıyor. Sözde arıtma tesisleri var. Ama çözüm olmamış. İlçenin bütün lağım suları, ilçe genelindeki başta süt işleyen fabrikaların bazıları olmak üzere, sanayinin bütün kirli suları da bu çaya dökülüyor.
Gönen’den sonra denize kadar olan 35 km lik mesafede çiftçiler mecburi olarak bu kirli sularla ürünlerini sulamak zorunda kalıyorlar. Buradan yetişen ürünleri ister istemez pazardan hepimiz alıp yemek durumunda oluyoruz.
      Bu çayın bu haliyle kalması ileride çevre ve insan sağlığı açısından büyük felaketlere davetiye çıkarmaktadır. Köylüler çaydan çok muzdaripler. Çay yaklaşık 3-4 km mesafeden duyulabilen büyük bir koku yaymaktadır. Suyu kapkaradır ve dibi görünmemektedir. Suyun geçtiği yerlerde köpükler ve kimyasal atık birikimleri görülmektedir. Çaydaki bütün balıklar ölmüştür ve çok az miktarda kaplumbağadan başka hiçbir canlı yaşayamamaktadır.
Tarla ürünlerinin genlerine su ile kalıtsal kimyasal maddelerin karışma rizki çok yüksektir. Bu bölgede bir takım hastalıkların baş gösterme rizikosu vardır.
Köylüler çare istiyorlar, yetkililerin, devletin, kurum ve kuruluşların, çevrecilerin harekete geçmesini ve bu sorun ve tehlikeden kendilerinin ve halkın kurtarılmasını bekliyorlar. Sayısız dilekçeler vermişler, müracaatlar ve girişimlerde bulunmuşlar ama bir sonuç alamamışlar. Yetkililer ilgilenmemişler, yanlarına gelmemişler, araştırma yaptırmamışlar. Söylediklerine göre, bu sorunun çözümlenmesine bazı kişi ve kurumlar perde arkasından köstek oluyor ve tehdit ediyorlarmış.
Çay boyunca en az 30 kişiyle görüştük, söyleşi yaptık. Hepsinin ortak şikâyetleri şu;
Bir köylü diyor ki biz burada 15 sene evvel yüzüyor ve balık tutuyorduk. Şimdi ise elimizi dahi sokamıyoruz. Çayda her türlü canlı yaşıyor ve tatlı su balıkları yetişiyordu. Suyu her şekilde kullanıyorduk. Ne olur, kim yaparsa yapsın, bu soruna el atsınlar. Biz sanayileşmeye karşı değiliz, herkes çaydan yararlansın ancak kimse kimseye zararlı olmasın. Yararlanma haklarının da bir sınırı, kuralı olsun istiyoruz.
Kimse kimseye de baskı yapmasın ve tehditte bulunmasın. Kimse doğayı, çevreyi kirletme ve insan sağlığını tehlikeye atma hak ve özgürlüğüne sahip değildir.
Bu işi üzerine vazife görmeyenleri, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışında olanları, bizi duymayanları, kulak vermeyenleri ve toplumsal sorunlara kulak tıkayanları kınıyoruz.” Dedi.
Keşifin Yorumu:  Köylüler baştan sona haklı. Dünyayı bu şekilde birbirimize zindan etmemeliyiz.
      Sorun ortada, deneye, incelemeye gerek yok.  Çayın Gönen’den çıkışına bir bakın, gidin yanına. Kokudan yaklaşabilecek misiniz,   elinizi sokmaya cesaret edebilecekmisiniz. Balık ve diğer bir canlıya rastlayabilecek misiniz. Yüzmeyi deneyebilecek misiniz. Buradan yetişen ürünleri gönül huzuruyla pazardan alıp yiyebilecek misiniz.
     Bu sorun; 5 köy ve bu köylerde yaşayan 4.000 nüfusu ilgilendiriyor. Bizim için bir tek insanın bile hayatı önemli ve kutsal. Bir tek kişiyi bile ilgilendirse sorundur ve çözülmelidir anlayışındayız.
 Genel olarak da hepimizi, tüm ilçe halkını ilgilendiriyor. Bu sorunun çözümü çok basit. Sadece niyetine girmek önemli.
Ayrıca bu suyumuz yıl boyunca denize dökülüyor. Bu bir su israfıdır, milli servet israfıdır. Malum ülkemiz kuraklık ve su sıkıntısı tehlikesiyle karşı karşıya. Devlet su kaynaklarının tasarruflu ve verimli kullanılması için damlama sulama sistemine destek olmaya başladı. Bu çay için de bir proje hazırlanmalı ve bu suyun 10 ay boyunda denize boşalmasının önüne geçilmeli. Bu su 60 KM mesafede yapılacak 500’er tonluk, yeraltı depolarıyla muhafaza edilerek tarımda ve şehir şebeke suları temininde kullanılabilir.
Mühendisler, Devlet Su İşleri umarız bu konuda da proje hazırlıyordur.
        Bu sorun giderilmeli ve bu işe ilgili ve yetkililerin el almasını şiddetle öneriyoruz.
Umarız bu önemli toplumsal sorunu haberleştirdik diye bir takım kişi ve kurumlardan baskı ve tehdit görmeyiz. Böyle bir baskı ve sindirmeyi gizli ve aşikâr, doğrudan ve dolaylı olarak görürsek te bunu toplumla, sizinle paylaşacağımızı bilmelisiniz.
 Çağımız darbe ve çetelerin, karanlık mihrakların cirit attığı bir çağdan çıktı artık. Her şey şeffaf ve toplum önünde gerçekleşiyor.   İnsanlık düşmanı çeteler ve karanlık güçler şu anda hapislerde çürüyorlar. Hukuk işlemeye başladı, elhamdülillah. Daha güzel günler ve daha iyi bir memleket olma yolunda hızla iler
Keşif Programı Hızla Yükseliyor ve Anadolu Coğrafyasına Yayılıyor
Keşif Dosyaları Ses Getirmeye Başladı


         
 Keşif Ekibi- Rüku Eden Ağaç           A Kadir Demircan - Keşif Yapımcısı
         Araştırmacı Yazar A Kadir Demircan’ın hazırlayıp sunduğu Keşif programı Keşif İnternet televizyonu ile Kaçkar TV ve Yıldız TV de izleyici rekorları kırmaya başladı.
Demircan son iki yıl içerisinde, 14 internet televizyonu ve 12 video kanalında yayınladığı amatör düzeydeki 1900 civarında televizyon programıyla Türkiye ve dünya rekoru kırmıştı.
 Süresi 5 ile 45 dakika arasında değişen  video filmlerinin bazıları  internet üzerinde 150.000 civarında izleyici tarafından izlenmiş, tüm filmleri de yaklaşık bir buçuk milyon kişi tarafından seyredilmişti.
 Yaptığı programları, internetten izleyen ve bu programları televizyonlarında yapmasını teklif eden Rizeli iş adamı ve televizyon sahibi Adnan Onar’ın teklifini kabul eden Demircan, artık bütün programlarını bu televizyonlara yapmaya başladı.
Yaklaşık iki aydır Kaçkar TV ve Yıldız TV de Pazartesi günleri saat 18.00 ile 22.00 da yayınlanan Keşif programları kısa sürede izleyici rekorları kırmaya başladı.
Demircan Keşif programlarını çok amaçlı olarak yapıyor. Her program çekiminden önce ciddi bir araştırma yapan yapımcı, program dosyalarını ayrıca haber haline getirerek, www.kesiftv.tr.gg, www.kaçkartv.com, www.haberler.com, www.gonenhabertv.tr.gg isimli internet haber sitelerinde  yayınlıyor ve birçok yerel ve ulusal gazetelerde haber konusu oluyor.
Program yapımcısı Demircan yaptığı açıklamada;“Ben televizyon programcılığını aslında 15 yıldır yapıyordum. Ama kısmen memuriyet engeli vardı. Her şeyi rahat konuşamıyordun. Ama şimdi özgürüm. Türkiye ve balkanlara yayılmaya başladım. Bu güne kadar yaptığım programları video paylaşım sitelerinde ve internet televizyonlarında yayınlıyordum. Şimdi ise uygudan yayınlanan televizyon kanaları da devreye girdi. Bütün programları tek kamerayla yapıyorum. Montajı da kendim yapıyorum. Kamerayı da eşim çekiyor. Yani her şey kendime ait. Keşif programı ismini tescil ettirdim. Bu işi amatör ruhla ve hobi amaçlı olarak yapıyorum. Ancak televizyonculukta amatör sayılmam. Üç tane sinema televizyon yapımıyla ilgili yayınlanmış kitabım var. İki tanesi iletişim fakültelerinde ders kitabı olarak okutuluyor. Bu güne kadar da 500 tane talebe yetiştirdim, kurs verdim. Bu güne kadar kitap yazarlığı üzerinde yoğunlaşmış, 32 tane kitap yazmıştım. Şimdi kitap yazarlığına ara verdim. Televizyon programcılığına başladım. Televizyonla daha etkili ve kalıcı hizmet sunuluyor. Daha büyük kitlelere daha pratik yoldan mesajlar veriyorsun. Allah nasip ederse, Keşif programı Anadolu toprakları ve Osmanlının çekildiği Balkanlar üzerinde bir güneş gibi doğacak, çok uzun soluklu bir program olacak.
Programımızda hedefimiz belli. İnsanları boş yere oyalamak, eğlendirmek, zamanlarını boşa harcatmak yok. Programlarımızın hepsi dolu dolu, bilgi, macera, eğlence, kültür, eğitim hey şey var. Ülke, vatan ve hizmet sevdasıyla yola çıkıyoruz. Niyet hayır ise, amel de hayır olur. Böyle programın televizyonlarda eşi benzeri yok. Çok farklı bir üslup ve tarz sunuyoruz izleyiciye. Amatör ruhu bırakmıyoruz. Her şey doğal oluyor. Stüdyomuz ve çekim mekânlarımız orijinal mekânlar. Tarla, bayır, dağ, dere, orman, ağaç kovuğu. Bizi amatör yapıyorsunuz diye eleştirenler oluyor. Olsun, halk öyle istiyor. Halk kendine yakın bulmak istiyor. Ben bilinçli olarak amatör ruhu koruyorum. Yoksa süslü püslü jenerikler hazırlamayı, programlar yapmayı biliyorum. Bunların eğitimini aldık ve eğitimini verdik. Ama bir tarz belirlememiz lazımdı, belirlediğimiz tarz da bu şekilde. Programların içeriği, niteliği, verilen ve alınan mesaj önemli. Amaç ve hedefimiz önemli. Bu gün bütün televizyon kanallarının başında yığınla insanlar, saatlerce zaman tüketiyorlar, sonuç sıfır eşittir sıfır.
Bizim programımızı izleyenler bilgiyle, heyecanla, enerjiyle doluyorlar. Görüyorlar, duyuyorlar, bilgi sahibi oluyorlar ve uygulamaya, harekete geçiyorlar. Bizim insanların karşısına geçerek geyik muhabbetiyle geçirecek bir saniyelik bile zamanımız, lüksümüz yok. Zaman sermayesi çok önemli bir sermayedir. Bizden bunun hesabı sorulacaktır. Bunun bilincindeyiz. Hareket noktamız bu. Bizi izleyen izler, izlemeyen izlemez. Toplumsal ve insani vazifelerimizi yerine getirelim. Halk takdir etmese olur, Hak’kın takdiri yeterli sayılır bizim için. Beni arayıp ta, bu teklifi yapan ve bize televizyonlarında yayın fırsatı sunan Yıldız TV ve Kaçkar TV nin sahibi Adnan Onar ağabeyime de ekibim ve izleyicilerimiz adına sonsuz teşekkür ediyorum. Keşif; Kaçkar ve Yıldız TV ile büyüyecek ve yoluna devam edecek. Biz de güven, istikrar ve uzun soluk vardır. Bizim çizgimiz düzdür, yola kiminle çıkmışsak onunla devam ederiz. Kaçkar TV ve Yıldız TV de umut ediyorum, Keşif Programı ile daha da büyüyecek, herkesin izlediği bir kanal olacak. Keşif’i izlemek isteyenler, Yıldız TV yi aramak zorunda kalacak.” Dedi
Keşif Programı Nedir
Keşif; Anadolu Toprakları üzerinde yankı yapacak, yeryüzü programcılığının ilk versiyonudur.
Keşif; Araştırmacı Yazar Kadir Demircan’ın, Türkiye ve Balkanlar üzerinde hazırlayıp sunduğu; gezi, belgesel, haber, bilim - araştırma, hobi ve macera programcılığının adıdır.
Keşif Ekibi; kimsenin haberdar olmadığı, unutulan, unutturulmak istenen konuları gün yüzüne çıkartarak, gündeme almak ve izleyicileriyle paylaşmak üzere yola çıktı.
            Keşif; tamamen doğal ortamlarda “şehirde ve kırsalda” çekimi ve sunumu yapılan bir televizyon programıdır.
          Ülkemizin; kültürel, sanatsal, coğrafi, tarihi, ekonomik ve turizm değerleri ile tüm maddi ve manevi potansiyellerini araştırmak, incelemek, irdelemek, tanıtmak, toplumun bilgilenmesine ve eğitimine katkı sağlamak üzere hazırlanan, yirminin üzerinde alt dosyası bulunan bir Gezi, Belgesel, Haber, Bilim Araştırma ve Macera Programının adıdır.
          Keşifte merak ettiğiniz her şeyi bulacak ve birçok güzellikle tanışacaksınız.
         Keşif; benzeri programlardan farklı olarak; doğal bir görüntü, sunum tekniği ve üslubu ile projelendirilmiş, doğruluk ve adaleti ilke edinen, objektif ve tarafsızlıktan taviz vermeyen bir programdır.
            Keşif’te; zaman sermayenizi boşa harcamayacaksınız. Keşif programlarında; vatan sevdası, sevgi, hoşgörü, muhabbet, aksiyon, sorumlu yayıncılık anlayışı ve hizmet aşkını bulacaksınız.
            Keşifle tanışalım, Keşifçi olalım, Keşifte Kalalım ve İzlerken Keşfedelim.
           Keşif’i kaçırmayın, Keşif saatinde kimseye randevu vermeyin, Keşif’te sürprizlere hazır olun.
Programın İçeriği
        Bölgenin; sosyal, kültürel, sanatsal, coğrafi, tarihi, ekonomik ve turistik değerleri ile tüm maddi ve manevi potansiyellerini; araştırmak, incelemek, tanıtmak, gün yüzüne çıkarmak ve toplumu bilgilendirmek üzere önemli projeler ve çalışmalar gerçekleştirmektir.
          Keşif; değinilmeyen, ele alınmayan, incelenmeyen, kimsenin haberdar olmadığı, unutulan, unutturulmak istenen konuları gündeme almak ve yeniden keşfetmek düşüncesiyle, televizyonlardaki benzeri olabilecek programlardan çok farklı, tamamen doğal bir görüntü tekniği ve samimi bir sunum üslubu uygulamak üzere proje haline getirilmiştir.
         Keşif; farklı çekim ve sunum tekniği ile bir yeryüzü programcılığının adıdır.
Tamamen doğal ortamlarda, yerinde çekimi yapılan, araştırma ve incelemeye dayanan, çeşitli alt dosyalardan oluşan bir Gezi Belgesel Haber Bilim Araştırma Programıdır.
       Keşif; 100 Programdan Sonra “Keşifler”   İsmiyle kitap olarak da yayınlanacaktır
 Programın Alt Bölüm ve Dosyaları
Keşif / Sesli Düşünce / Not Defteri - Tefekkür İklimi
Keşif / Özel / Konuklar - Özel Gündem
Keşif / Turizm - Gezi - Eğlence
Keşif / Tarih - Kültür - Sanat
Keşif / Projeler - İcatlar - Mucitler
Keşif / Bilim - Teknoloji - Kalkınma                                                   
Keşif / İş ve Ekonomi Dünyası
Keşif / Aktüalite Sosyalita
Keşif / Çevre - Doğa - Sağlık - Spor
Keşif / Yer Altı Kaynaklarımız – Doğal Varlıklarımız
Keşif / Köylerimiz - Köyde Hayat
Keşif / Eğitim - Öğretim
Keşif / Şehir -Yerel Yönetim
Keşif / El Sanatları Oya Çeyiz
Keşif / Meslekler- Sanatlar
Keşif / Hobi - Macera
Keşif / Politika
Keşif / Sivil Toplum
Keşif / Cemiyetler - Törenler
Keşif / Kırsal Dünya
Keşif / Şifalı Bitkiler
Keşif / Tarım Vitrini - Üretici Dünyası
           Tarım - Hayvancılık - Organik Tarım - Alternatif Tarım - Tarımsal Sanayi -            
           Tarımsal Projeler - Desteklemeler- Meyvecilik- Sebzecilik- Fidancılık- Sulama  
Keşif Programında yayınlanmasını istediğiniz her türlü dosyalar, konu ve konuklar için, bizi haftanın her günü ve günün 24 saati arayabilirsiniz.
Keşif’in; gönüllü muhabiri, sunucusu ve temsilcisi de olabilirsiniz.
Unutmayın Keşifin gündemini ve dosyalarını sizler belirliyorsunuz.
Keşif İletişim:
          Gezi Belgesel Haber Bilim Araştırma Programı
 05366062730   0266.7726603 a.kadirdemircan@hotmail.com
TV Yayını: Pazartesi Kaçkar TV de 18.00 da, Yıldız TV de 22.00 da
İnternet TV Yayını:   www.kesiftv.tr.gg
Radyo Yayını:Cuma 14.00 da Venüs FM www.gonenradyovenus.net
Haber Siteleri:www.kesiftv.tr.gg, www.kaçkartv.com, www.haberler.com, www.gonenhabertv.tr.gg
Manda Nesli Tükenmek Üzere

Keşif/Üretim


Azmakta Mandalar. Bostancı Köyü Gönen


Manda Çobanı
          Gönen’in Bostancı köyünde beş üretici manda neslini korumak için mücadele veriyor.
         Manda, diğer adıyla Camız. Sayıları ülke genelinde 1982 yılında bir milyon iken, 2007 yılında 104.000 ‘e gerileyerek büyük bir düşüş yaşayan bu sığırının nesli tükenmek üzere. Yetkililerin, üreticilerin ve müteşebbislerin  bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir.
         Balıkesir’e bağlı Gönen’in, Bostancı köyünde Arnavutluk göçmeni beş ailede 300 manda bulunuyor. Manda sıcağı ve soğuğu sevmiyor. 30 derece sıcaklığın üzerinde ve eksi 5 derece soğuğun altında yaşayamıyor. Yaz günlerinde sürekli günde 5-10 defa azmağa girmek zorunda kalıyor. Ana vatanlarının Afrika, Çin, Hindistan ve Mezopotamya olan bu hayvanların yabanileriyle birlikte 75 çeşidi bulunuyor.
          Sütü, eti ve derisinden yararlanılıyor. Sütü inek sütüne oranla biraz pahalı ancak kilo verimi daha düşük. Bakımı biraz meşakkatli. İnek sütünden iki kat daha yağlı, sütteki kolostrol oranı çok düşük. Etinden çok kaliteli sucuk elde ediliyor ve sucuk yapımında hammadde olarak kullanılıyor. Sütü bir çok hastalığa şifa kaynağı.
Bakıcılarıyla konuştuğumuzda, bu işi, Arnavutluk Üsküp’teki atalarından hatıra olarak, kültür amaçlı devam ettirdiklerini, ekonomik bir artısı olmadığını belirtiyorlar.
Köye Türkiye nin her yerinden Mandaları görmek ve Fotograf çekmek için gelenlerin olduğunu söylüyorlar. Ancak hiçbir devlet, kurum ve kuruluş yetkilisi ziyaret etmemiş, kendileriyle ilgilenmemiş.
                Üretmek isteyen olursa damızlık desteği başta olmak üzere her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtiyorlar.
Keşifin Yorumu:  Yolunuz Gönen’e düşerse bu köyü ve hayvanları ziyaret edin. Çok müthiş ve mübarek hayvanlar. Bu hayvanlar da insanlık için yaratılmış. İnsanlara çok faydalı hayvanlar. Günümüz dünyasında maddeciliği ön planda tutan zihniyet bütün doğal dengeyi bozduğu gibi insanlığa faydalı birçok hayvan neslinin de yok olmasını hızlandırmış. İlgilileri, yetkilileri, üreticileri, yatırımcıları manda neslinin korunması ve geliştirilmesiyle ilgili göreve davet ediyorum. Melih Aytekin isimli bir girişimcimiz Denizkent bölgesinde 500 başlık bir Manda çiftliği kurmaya hazırlanıyormuş. Kendisini destekliyoruz, ilgili birim ve kişilerinde bu arkadaşımıza her türlü desteği vermelerini tavsiye ediyorum. Bizde keşif TV ekibi olarak her türlü bilgi, iletişim ve tanıtım için hazırız. Bizi aşağıdaki irtibat telefonlarından ararsanız, gerekli koordinasyon ve elimizdeki bilgileri paylaşmaya hazırız.
 Mustafa Sabu Keşif Programını Sundu

Senegalli Zenci Müslüman Gönen’de
Keşif / Aktüalite Sosyalita


Mustafa Sabu Keşif Programını Sundu..
    Adı Mustafa Sabu. O, evli üç çocuk sahibi, eşi kapalı 40 yaşında bir siyahî ve zenci Müslüman. Mustafa Türkiye yi ve Gönen’i çok sevdi. Beş yıldır Türkiye’de, İstanbul’da yaşıyor. Yakında Türkiye vatandaşlığı kimliğini alacak. İki senedir meşhur Gönen panayırına geliyor. Hediyelik eşya ticareti yapıyor. Gönen’e geldiğinde, oteli ve konakladığı yeri ise Keşif programının yapımcısı A Kadir Demircan’ın evi. Mustafa bu yıl ilk defa yanında bir kişi daha getirdi. Birlikte ticaret yapıyorlar ve dünya rızklarını çıkarıyorlar. İdris Naim, 29 yaşında oda Senegalli. İkisi de   Türkçeyi biliyorlar ve konuşuyorlar. Beş vakit namazlarını aksatmıyorlar. İnsani yaşamları, sosyal kuralları, kişilerle iletişimleri çok iyi ve adabı muaşeret kurallarında da bizlerden çok çok ilerideler. Bizde sigara, içki, ahlaksızlık, dedikodu ve diğer kötü alışkanlıkların hiç birisi yok diyorlar. Memleketleri Senegal’de Ahmet Bamba isimli bir dini alimleri ve hocaları var. Onu çok seviyorlar ve ağızlarından hiç düşürmüyorlar. Her hareketlerinde besmele çekiyorlar. Misafir kaldıkları evin kapısından içeri çoraplarını çıkararak giriyorlar.
         Panayırda, hayretle herkes onlara bakıyor. Özellikle çocuklar, neredeyse içine düşecekler. Mustafa Sabu kendine bakan kişilere Selamünaleyküm, nasılsın diyerek şoke ediyor. Herkes Mustafa’yla Fotograf çekinmek için yarışıyor. Çünkü hayatlarında ilk kez simsiyah, sadece gözleri beyaz olan bir adam görmüşler. Nasıl hayretle bakmasınlar ki. Mustafa kendine bakan küçük çocuklara elini uzatınca çocuklar korkup kaçıyorlar.
İşte Allah’ü Teale biz sizleri kabileler halinde yarattık ki birbirinizle tanışasınız diye buyuruyor. İslam kardeşliğinin bir başka duydu olduğunu anlıyorsunuz Mustafa’yla.
       Mustafa Sabu’ya Keşif programını sundurduk. Gerçekten çok güzel röportajlar yaptı. İyi diyalog ve iletişimler kurdu. Keşif programına ve panayıra renk kattı.
Ve Mustafa Sabu’nun birde internet sitesi oldu. Yapıp hediye ettik kendisine.
http://www.mustafasabu-senegal.tr.gg/ internet sitesini ve bu Türkiye dostu Mustafa Sabu’yu izlemeliniz öneriyoruz.
 
05366062730 0266.7626793
 
Duyuru Panosu
GönTAM’dan Yılın Dev Kampanyası 500 Kişiye Ücretsiz İnternet Sitesi Yapıyoruz
**************
Bilgi ve Danışma Hattı Telefon:****** 05366062730 0266.7626793
Ziyaretçiler
 



TEL 0266 762 67 93
0536 606 27 30

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol